Bir röportajında ” Benden başka kimse yoktur ki,kendi kendisine kafa atsın’ demiştin,gerçekten kendi kendine öyle güzel kafalar attın ki -bu albümünde kendine, kariyerine ve biz Aşkperestçi Yıldızcılara attığın kafa darbelerinin en şiddetlisi ve öldürcüsüydü- seninle beraber biz de,tuz buz olduk
Bin Dereden Su Getirsem ve Haberi Olsun’un gazıyla ‘İçimde öyle güzelsin ki onu kirletmeyeceğim seninle’ diyen,’Gömleğinin bir kolunu dar ağacı belledim’ diyen ve ‘Kapını sonsuza değin kapama yüzüme ne olur’ diyen Yıldız’ın gözünün yaşına bakmadan koydun O’nu kapının önüne.. Bir de üstüne ‘Yürü Anca Gidersin’ diye öyle bir ayar verdin ki,aldığı kafa darbelerinin cinnetinden olsa gerek o masum o kırılgan o uysal Yıldız elektrik verilmişçesine hoplayıp zıplayarak,avazının çıktığı kadar bağırmayı şarkı söylemek sanarak ‘Ben Senin Var Ya’ diye diye küfürler savurarak ortalarda gezer oldu..
Her yorgun kırgın aşk sonrası koşup kollarına sığındığımız bir anne kucağıydı senin şarkıların,ama o anaç Yıldız bi sabah biz uyurken, koydu torbasına pılısını pırtısını bizi ardında öksüz bırakıp arabesk fantezi adında bir adama kaçtı..
Vazgeçtim’le,El Adamı’yla bizi sarıp sarmalayan,uyutup büyütüp aşkı fısıldayan uysal annemizin yerine,ruh durumu mevsim geçişlerinin tuhaflığında bir kadın çıka geldi,hem de ‘Çat Kapı’.. ‘Çabuk Olalım Aşkım’ diyerek döver gibi seviyordu bizi ve arkası arkasına doğurmaya başladı ki biz pek sevemedik ismi ‘Tanıdım Seni’ ‘Güzel’ ‘Hastayım Sana’ olan bu üvey kardeşlerimizi..
İlk üç albüm sonrası her dejenere albümde,özünü gösterdiğin bir kaç şarkıyla ağızlarımıza bi kaşık bal çaldın ama asla ve asla eskisi gibi ruhumuzu doyurmadın..Ne yaparsan yap İçimdeki eski sevgililer ve sevgiler mezarına gömmeye içim razı gelmiyor Yıldız seni,çünkü seni Yıldız bizi Yıldızcı yapan sendeki o ruh asla ölmez biliyorum
İşte bu yüzden,Gül Zamanı şarkında dediğin gibi ‘Seni hep sevdim,her zaman seveceğim’
ama,yine Durma Git şarkında da dediğin gibi,’Sana öyle dargınım ki,haykırmak yetersiz kelimeler yersiz ifadesiz kalır’
Bir röportajında ” Benden başka kimse yoktur ki,kendi kendisine kafa atsın’ demiştin,gerçekten kendi kendine öyle güzel kafalar attın ki -bu albümünde kendine, kariyerine ve biz Aşkperestçi Yıldızcılara attığın kafa darbelerinin en şiddetlisi ve öldürcüsüydü- seninle beraber biz de,tuz buz olduk
Bin Dereden Su Getirsem ve Haberi Olsun’un gazıyla ‘İçimde öyle güzelsin ki onu kirletmeyeceğim seninle’ diyen,’Gömleğinin bir kolunu dar ağacı belledim’ diyen ve ‘Kapını sonsuza değin kapama yüzüme ne olur’ diyen Yıldız’ın gözünün yaşına bakmadan koydun O’nu kapının önüne.. Bir de üstüne ‘Yürü Anca Gidersin’ diye öyle bir ayar verdin ki,aldığı kafa darbelerinin cinnetinden olsa gerek o masum o kırılgan o uysal Yıldız elektrik verilmişçesine hoplayıp zıplayarak,avazının çıktığı kadar bağırmayı şarkı söylemek sanarak ‘Ben Senin Var Ya’ diye diye küfürler savurarak ortalarda gezer oldu..
Her yorgun kırgın aşk sonrası koşup kollarına sığındığımız bir anne kucağıydı senin şarkıların,ama o anaç Yıldız bi sabah biz uyurken, koydu torbasına pılısını pırtısını bizi ardında öksüz bırakıp arabesk fantezi adında bir adama kaçtı..
Vazgeçtim’le,El Adamı’yla bizi sarıp sarmalayan,uyutup büyütüp aşkı fısıldayan uysal annemizin yerine,ruh durumu mevsim geçişlerinin tuhaflığında bir kadın çıka geldi,hem de ‘Çat Kapı’.. ‘Çabuk Olalım Aşkım’ diyerek döver gibi seviyordu bizi ve arkası arkasına doğurmaya başladı ki biz pek sevemedik ismi ‘Tanıdım Seni’ ‘Güzel’ ‘Hastayım Sana’ olan bu üvey kardeşlerimizi..
İlk üç albüm sonrası her dejenere albümde,özünü gösterdiğin bir kaç şarkıyla ağızlarımıza bi kaşık bal çaldın ama asla ve asla eskisi gibi ruhumuzu doyurmadın..Ne yaparsan yap İçimdeki eski sevgililer ve sevgiler mezarına gömmeye içim razı gelmiyor Yıldız seni,çünkü seni Yıldız bizi Yıldızcı yapan sendeki o ruh asla ölmez biliyorum
İşte bu yüzden,Gül Zamanı şarkında dediğin gibi ‘Seni hep sevdim,her zaman seveceğim’
ama,yine Durma Git şarkında da dediğin gibi,’Sana öyle dargınım ki,haykırmak yetersiz kelimeler yersiz ifadesiz kalır’