?Başka bir babadan çocuk yapmak gibi?. Nil yeni albümünde yeni bir prodüktörle çalışmayı böyle özetlediğinde ağzım açık dinliyordum. Her zaman olduğu gibi bizi uzun ve sıkıcı bir tasvirden kurtarmış her şeyi bir cümlede özetlemişti. Bu benzetmeden yola çıkarsak Ozan Çolakoğlu?nun sarışın beyaz tenli bir adam, Alper Erinç?in ise esmer, hatta belki de zenci olduğu bile söylenebilir. Sonuçta Nil müzikal kariyerinde yeni bir yere geldi. İşin tek cümlelik özeti bu da olabilir.
Bir kere neler yok: kadın devrimi sloganları yok, ?Kek?, ?Vahdettin?, ?Peri? gibi şarkılar yok, altyapılarda yepyeni bir şey yok. Tek üzücü olanı da sonuncusu. Nil?in şarkı yazımında olgunlaşması çok takdir edilesi, acılarını şekere banmadan anlatması cesur bir şey. Fakat nedense bir önceki albümle attığı devasa ileri adımın peşi gibi gelmedi bu albüm bana. ?Nil tarzı?na verilmiş bir mola, ?şunları da bir içimden atayım? anı sanki. Gerçi ilk şarkı bunu hiç çaktırmadı, ?XL?dan beri en iyi çıkış şarkısıydı ancak, albümün kalanı öyle değil. Klasik oryantal-elektronik Nil formülüne biraz da Goldfrapp katılan bu parça çok heyecan vericiydi açıkçası. Albüm iyi de olsa onun gibi olamıyor.
İkinci yarı ilk yarıya göre çok daha iyi, bu da dinlerken biraz sabır gerektirebilir. ?Eminim Sevmediğine?, ?Duma Duma Dum? gibi şarkılar geldiğinde çalışmayı sevmemek çok zor. Hele de ikincisinde ?Buldum birini buldum, soydum, başucuma koydum? deyişi olgunlaşsa da halen şaşırtabildiğini gösteriyor. Albümün başyapıtları ve muhtemel en kalıcı şarkıları ise ta en sona bırakılmış. ??Kırık? daha acı verici olamazdı. ?Bu Mudur?? etkisi yaratabilecek ?Aşkımız Her Zamanki Gibi Tehlikede? aşkın güven vermeyen hallerini sürreal manzaralarla kusursuzca anlatıp albümün geç gelen zirvesi olurken, final parçası ?The Simpsons?dan gelen ilhamla da yazılmış olsa gözleri dolduruyor. ?Yalnız Kalpler De Atarlar? Nil?in adeti olmasa da kliplenmesi gereken bir slow. Madem yaş büyüdü, mevzular acılaştı, bu yeni kıtada fethedilen yeni kıyılar da dinleyiciden gizli kalmasın.
?Çok Canım Acıyo?nun girişini ?Pırlanta?ya benzetiyorsanız yalnız değilsiniz. ?İlla?yı sıkıcı bulduysanız yine yalnız değilsiniz. ?Yalnızlardanım? ise haddinden fazla acı geliyorsa o konuda da size katılıyorum. Sonuç olarak 40 dakikaya bile varmayan bir albümün ancak yarısının gerçek anlamda heyecanlandırması biraz ziyan bir durum. Alper Erinç?in, Nil?le Ozan?da olduğu gibi bir anahtar-kilit ilişkisi kuramadığı ortada. Üstelik kendisinin de öyle bir ?kilit?i varken (bkz. Göksel) böyle deneyler hoş ama çok tekrarlanmaması gereken durumlar olarak geliyor bana.
?Nil Kıyısında?nın kapağında Björk?ün Homogenic ve Post etkisini görmek mümkün. Ancak bundan kim, nasıl şikayet edebilir ki? Benim tek üzüntüm 2 küsür yıl bekledikten sonra tam anlamıyla içime sinen bir albümle karşılaşmamış olmak. Nil hep gözünün olduğu ?world music?e hiç olmadığı kadar yaklaşmış, bu yüzden kendisinin memnun olduğuna şüphem yok. Fakat bana kalırsa ?tür belirleyici? ilk ve üçüncü albümlerinden sonra yaptığı ?kusursuz pop?a sadık kalsa herkes daha bile memnun olabilirdi.
Not: 3.5 / 5