Görmüş olduğunuz bu “insan ormanı”, dün gece Bostancı Gösteri Merkezi’nde Şebnem Ferah için bir araya gelen binlerce hayrandan oluşuyordu. Yeni albümü “Benim Adım Orman”ın gala konseri için oradaydık. Ben hayatımda Bostancı Gösteri Merkezi’ni bu kadar kapasitesinden taşmış, bu denli boşluksuz, bu denli havasız görmedim. Şebo iki yıl gibi bir süredir sahnelerden de uzak olunca, vuslatın sona erdiği bu konser Bostancı’yı sokaklara taşırmıştı. Abartmıyorum, içeride adım atacak, nefes alacak yer yoktu arkadaşlar. Konseri izlemeyi bırakın, en azından bir Şebo’yu görmek için bile ne taklalar attım bilseniz.
Yeni albümünün beni en heyecanlandıran şarkısı “Merhaba”yla başladı Şebo, konserine. Önce lazer ışıkları arasında göründü, hayranlarını selamladı. Şebo sahnede göründüğünde adeta kıyamet koptu. Tezahüratlar, alkışlar, ıslıklar ve her bedenden istemsiz ve kontrolsüz çıkıveren sevinç tepkileri…”Hayattan, hayallerinden istediğinden bahset/ Düşünden, düşündüklerinden hepsi olmuş farz et” Ve şarkının ilk sözünden itibaren Şebo’ya baştan sona eşlik eden “herkes”… Albümün çıkış şarkısı “Yalnız”la devam etti Şebo. Peşine “Benim Adım Orman” ve “İnsanlık”ı ekleyerek.
“Ben böyle şeyleri kelimelendirmeyi çok fazla sevmiyorum ama ben “orman” derken böyle bir ormandan bahsediyordum” dedi büyük hayranlar ordusuna selam çakarak. Ben 4.şarkıdan sonra Şebnem Ferah’ı daha sakin ve ferah bir zamanda izlemek üzere oradan ayrıldım. Biz nasıl olsa Şebnem’le daha birçok konserde bir araya geliriz mutlaka, yıl içinde. Dün gece Şebo’yla onu çok özleyen hayranlarını yalnız bırakmak daha doğruydu sanırım.
Yolda 2 şeyi düşündüm:
1- Şebnem Ferah’a artık “tek” gala konseri asla yetmiyor. Mutlaka ve mutlaka en azından 2 konser olmalı, arka arkaya. Çünkü gerçekten dün gece orada kalabilmek, insan ormanına direnmek çok zordu. İki konser olursa, herkes çok daha rahat eder. Daha özgür ve keyifle özlemini giderir.
2- Şebnem Ferah, herhalde son dönemin en tutkulu, en ateşli, en duygulu ve en kalabalık hayran ordusuna sahip müzisyen. Seyircilerde Şebo’yu müthiş bir sahiplenme hissettim. Müthiş bir duygu bağı vardı aralarında. Benim bile bu kadarını anlamakta zorluk çekeceğim türden bir bağ. Bunun nedenini sordum kendime. Yalnızca iyi şarkı yazmak değildi bu asla. “Hızla kirlenen bir dünyanın içinde iyi ve samimi kalabilmek…Ve onu sevenlerin sevgisine aynı coşkuyla, aynı özen ve kıymetle karşılık vermek”… İşte Şebo’nun mucizesi budur. Şebo’nun hayran kitlesi de, bunları onda hissedebildiği için böyle bir noktaya geldi.
*Fotoğraflar: Erkan Şimşir