Her duyurulan sitede ?7 Kasım’da İstanbul’da Hadise çıkacak!? gibi uyduruk bir sloganla tanıtılan Hadise’nin Sapphire’daki konseri benim için hakikaten hayatımın akşamlarından birine dönüştü. Üç şarkıdan daha uzun canlı performansını görmemiş biri olarak, tam hayranı olmak için bu konsere ihtiyaç duyuyordum. Beklediğimin, isteyeceğimin daha ötesinde bir gece yaşadım. Abartmıyorum. Neden, anlayacaksınız.
Bir kere Eurovision’a katılıyor olmasını çok büyük sevinçle karşılamadım, o yarışmanın ABBA ve Celine Dion haricinde kimsenin kariyerine bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Hadise, 3 dakikalık şovunun hakkını fazlasıyla verecektir ama profesyonellerin Eurovision’a katılması benim tercihim değil. Her neyse, Sapphire konserinin sürekli bu haberle anılması şaşırtıcı olmadı tabi. Mayıs’a kadar da en klişe haberlerle tekrar tekrar duyacağız kızın ismini. Şarkının dilinden tutun da, kostümüne kadar. Fakat bu performans Belçika’da meşhur olsa da Türklüğünü her fırsatta vurgulayan Hadise’nin ilk gerçek Türkiye konseri oluşuyla önemliydi asıl. Ben bunu bilerek gittim, Eurovision umurumda değildi pek.
Sapphire’in kışlık yeri 1000 kişi kapasiteli bir bar, kesinlikle konser mekanı değil. Potansiyel taşıyan sanatçıların her zaman büyük konserler yapmasından yanayımdır ama hadi bunu da geçtik. Ülkede ismine düzenlenen ilk ?canlı? gece olduğuna göre bar programı + konser karışımı bir şey olmasında sakınca yok. Konserin başlamasına birkaç dakika kala şarkı listesi, Hadise’nin hatırlayabilmesi için hemen gözümüzün önünde yere yapıştırıldı. Kısa ama tüm hitleri ve favori şarkılarımın çoğunu içeren bir toplamaydı.
Hadise ilk şarkı olan ?Stir Me Up?la sahneye çıkar çıkmaz kalabalığı yakaladı ben de üstümdeki ?men chase, women choose… me? yazan tişörtle kendisinin dikkatini çekmeyi başardım. Daha ilk şarkı sonrasında, oldukça erken bir vakitte ekibine teşekkür etmeye başladı Hadise, korumasına kadar kimseyi atlamadan. Eurovision için de teşekkür ettikten sonra aramızda Deli Oğlan bulunup bulunmadığını sordu, Sezen Aksu’yu anıp albüm düzenlemesiyle söylediği Deli Oğlan’dan sonra sırada Arabik ezgileriyle oldukça eğlenceli bir şarkı olan Don’t Ask vardı. Hadise kıvraklığıyla en çok bu şarkıda dikkat çekti diyebilirim. Saf Rnb’dense bu tip melodiler kulağımıza daha yakın geldiği için Hadise hemen her Türkiye performansında söylüyor bu şarkıyı (Sayısal Gece, İbo Show dahil).
Peşine son albümün orijinal versiyonunun açılış şarkısı ?My Man and the Devil On His Shoulder? geldi. Deli Oğlan gibi zannetmeyin, kendi yazdığı sözler oldukça yoğun ve hızlı gidiyor. Tam kendimi kaptırmıştım ki listede doğrudürüst dinlemediğim tek şarkı olan ?Sweat? başladı. İlk albümün isim parçası olan ?Sweat? konusundaki cahilliğimi yarım metre ötemde duran Hadise’ye çaktırmamaya çalışırken, sırada ismini tişörtüme yazdırdığım şarkı olduğunu hatırladım. Bu şarkıya girmeden önce ilk cümlesi ?Burada çok yakışıklı bir arkadaşımız var? oldu. ?Çok güzel bir tişört giyiniyor? dedi sonra. ?Sahneye çıkabilir misin?? diye sorduğunda cümlenin daha yarısına gelmeden kendimi yukarı atmıştım. Bana önce tişörtün, az önce yazdığım anlamını sordu. Şarkısından esinlendiğimi, ama ufak bir espri kattığımı söyledim. Sonra benden şarkının anlamını söylememi istedi. Açıkladıktan sonra ?doğru mu söylüyorum?? diye sorunca, gülümseyerek ?You are soo right!? dedi ve uğurladı beni. Sonra da ?Men Chase Women Choose?a girdi. Oldukça şahane bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim.
Albümün eğlencelik şarkısı ?All Together?dan sonra ara vardı ve Hadise bizi dansçılarıyla başbaşa bırakıp streç tayt üzerine giydiği elbisesini, pembe uzun bir kıyafetle değiştirmeye gitti. Sexyback ve bir sürü club favorisi şarkılar eşliğinde yaptıkları danslarda oldukça başarılıydı ekibi. Yaklaşık bir 10-15 dakika sonra Hadise sahneye muhtemelen en iyi şarkısı ?My Body? ile döndü. Albümdeki haliyle söylediği şarkıya eşlik etmek de çok keyifliydi. Albümün ikinci ve son Türkçe şarkısı, muhtemelen sıradaki videosu ?Aşkkolik? geldi sonra. Şarkının baya bir duyulduğunu, dinlendiğini öğrenmiş olduk çünkü kalabalığın tepkisi oldukça fazlaydı. Zaten konser bittikten sonra tekrar söyletmek için bu şarkıyı seçecekti seyirciler. Sandalyesiyle yaptığı şovundan sonra bu yazın en çok dinlediğim parçalarından biri ?Creep? çalmaya başladı. Fırsat bulsam bu şarkı için bizzat teşekkür etmek isterdim Hadise’ye, birine kızdıysanız tam anlamıyla ilaç gibi geliyor. Yanımdaki hayranlarından biri bu planladığım şeyi yapmayı başardı, teşekkürünü duyurdu ve Hadise de bu şarkıyı söyledikçe çok rahatladığını itiraf etti.
Creep’ten sonra konserin sonuna geliyorduk artık. Sakin geçen Milk Chocolate Girl ve TMF ödüllerindeki aranjesiyle Bad Boy ilk albümden geldiler. Oldukça rock katılmış düzenlemesiyle şarkı boyunca dansettik, sonrasındaki A Good Kiss’i de iple çektik. Hadise burada artık konserin sonuna geldiğimizi ama bunun bize bağlı olduğunu söyledi. Bis istiyordu belli ki. A Good Kiss’i yine TMF ödüllerindeki düzenlemesiyle fakat kötü bir sürprizle, içine Deli Oğlan’ı katarak söyledi.
Sahneden daha inmeden geri çağırdık konser sonrası. Aşkkolik tezahüratına dayanamayıp şarkıyı tekrar söyledi, bu sefer dansçıları biraz daha ön plana çıkararak. Şarkı bittiğinde konser nasıl geçti anlamamıştım tabi, tadı damağımda kalmıştı. Kusurlu yönlerine bakarsak A Good Kiss’i tam dinleyemedik, orkestra değil albüm altyapıları vardı, sahne ufaktı ve sonuç olarak bar programı ayarında bir gösteriydi. Ancak mükemmel tavırları, seyirciyle girdiği diyaloglar, dansa yatkın vücudu, kolay koreografilere rağmen çalışılmış şovlar takdire şayandı. Bir de canlı söylemesi ve sesinin güzelliği var tabi. Allah yetenek vermiş, star kumaşı vermiş, umuyorum ki olabilecek en güzel şekilde değerlendirir. Potansiyeli dünya listelerinde Türkiye’nin adını duyurmaya yakışacak ayarda, sadece yıllık yarışmalarda değil.