?2007’de zirvesini yaptı ve fizik kurallarına uygun olarak o günden beri aşağıya iniyor.? Hande’ye olan bu. Yeni albümüyle anlı şanlı bir geri dönüş yapan Hande Yener‘in bir yıl öncesinde umut kestiren müzikalitesi bu çalışmada bizi haksız çıkarmadı ama kesinlikle şaşırttı da. Şarkıcının son üç yıldır gitgide tükenip, alevden küllere doğru üzücü ama mağrur gidişi, 2010’da ucuz ve ayıplanası bir kendini tekrara dönüşmüş. Hem de esinlenmekten değil birebir çalmaktan bahsediyoruz. Haksız yere ?Çakma Madonna? diye adlandırılan sanatçı resmen ?Çakma Hande? olmuş bu çalışmasında.
Bunu incelemeden önce, ortadaki en bariz, en gözükür problemi ele alalım. 11 yepyeni şarkının sözlerinde hiçbir mana yok. Albümde 11 şarkı var. Dolayısıyla albümde hiçbir mana yok. Sözler baştan sona baştan savma, sadece kafiye olsun diye yazılmışlar ve dinleyen kulak için iticilik sınırlarını zorluyorlar. Daha ilk şarkıda (“Yasak Aşk“) ?sana da bana da çok zor? diye başlayan bu “zor”lu test, bir kıta boyunca bile konuya odaklanamayan, bir süre sonra 11 şarkı içinde bile kendini tekrara başlayan güftelerle devam ediyor. Öyle ki ?zor?, ?yok? ve ?çok? kelimelerini şarkılardan çıkarınca albümün yarısı resmen çöküyor. Parçaların yarısında aranjenin önemli noktalarına bu kelimeler oturtulmuş, bu da gösteriyor ki tek kişinin söz, müzik yazıp, aranje yapışıyla 4 aylık çalışma tam bir albüm için yeterli bir süre değil.
Albümü sırtlanan isim olan Sinan Akçıl, yetenekli bir besteci ve aranjör. O kadar ki ?Bi’ Gideni Mi Var?? adlı albümün en iyi şarkısında yaptığı düzenleme sayesinde, sözlerin konusuna sadık kalamadığının farkına varmıyorsunuz. Gelgelelim söz yazımı konusunda yıllardır bir basamak yükseldiği de yok. İyi olduğu alanlarda da kendini seri üretime zorlaması iyi sonuç vermiyor. Kendi başına bütün bir albümü (daha az şarkı yazmasına rağmen) sürükleyemediğini geçtiğimiz yaz çıkan Hadise albümü ?Kahraman?da göstermişti. O günden bugüne değişen tek şey bir şarkıcıyla, yapması gereken müzik arasındaki eşleşmeden tamamen bihaber olmayışı. Bu albümdeki çoğu beste ve onların düzenlemeleri Hande Yener ismine çok yakışan işler. Ama sözcüklerin şarkılara rastgele dağıtılması ve bağlanamamaları ortaya bir tane bile Hande Yener klasiği çıkmamasına sebep olmuş.
Hande Yener klasiği demişken, yenisi yok ama eskileri burada. ?Sopa?nın düzenlemesi ?el çırpma? efektlerine kadar ?Acele Etme?nin aynısı, ?Bodrum?, ?Kırmızı?nın altyapısını hiç gizlemeden tekrarlamış, ?Neden Ayrıldık? ise ?Bir İz Gerek?in ahı gitmiş vahı kalmış bir kopyası. Bütün bu ?bilimsel? gerçeklere rağmen albümün ?Apayrı?ya benzetilmesi yüzde 10 ?Yola Devam?ın müzikal ve tematik etkilerinden (?Böyle Olacak? ve ?Kal Kal?), yüzde 40 kullanılan dans müziği efektlerinden, yüzde 50 de hayranların halüsinasyonlarından kaynaklanıyor. O albüm gibi bir albümün gelmesine o kadar istekliler ki ve Hande Yener de bunun öyle bilincinde ki çalışma sanki ?Apayrı?yla bir alakası varmış gibi tanıtıldı. Halbuki ?Apayrı?dan çıkartılıp yeri yeni albümdekilerden herhangi biriyle doldurulabilecek tek bir şarkı bile yok. Tamam, Mete Özgencil de çok itici sözler yazabiliyordu ama onunkiler aynı konuyu işlemeye devam ediyordu en azından. Üstelik kulak tırmalayan sözler yüzünden iki albümün akraba ilan edilebileceğini düşünmüyorum.
Hande Yener’in albümü külliyen başka bir yaratıcı güce teslim etmesi Sinan Akçıl’ın gövde gösterisine dönüşmesine sebep olmuş. Açılış şarkısında Akçıl’ın bizzat kendi vokallerini kullanışı, albümün (“Bodrum“la beraber) en büyük iki hitinden biri ?Sopa?da Akçıl’ın en sadık sanatçılarından Ziynet Sali’yi duymamız bundan mütevellit. Bu gerçeğe rağmen bir Hande Yener albümü diye incelersek yorumlarda ve imajda hiçbir hata bulunabileceğini zannetmiyorum. Son derece iç açıcı fotoğraflarda Yener’in ?Hipnoz? devrindeki gibi abuk subuk çabalara girişmediğini görmek ve vokalinin geleneksel Türk Pop vokallerinden halen bambaşka oluşu albümü umut verici kılan nadir faktörlerden.
Aslında Yener’in kurtuluşu ne ona ne de bize zor olmak zorunda değil. Diskografisine bakan herkes şunu fark edebilir: Kendisi dahil herhangi bir müzisyeni iliğini kemiğini kurutana kadar çalıştırmadıkça her zaman iyi albümler çıkıyor ortaya. Altan Çetin’le ortaklığı en güzel meyvelerini verip, zirvede sonlandıktan sonra, çok sayıda müzikal dahiyi barındıran iki albümle (?Apayrı? ve ?Nasıl Delirdim??) doruk noktasına ulaşan Yener, inatla senede bir, tam uzunlukta albümler çıkartarak, kendisini bütün albüm sözlerini yazmaya, Erol Temizel ya da Sinan Akçıl olsun hiç farketmez, bestecileri bütün albümü kotarmaya zorlayarak üç seferdir tatmin edici olmaktan çok uzak çalışmalar sunuyor. Kendisine bir sır verelim de belki çalışma planını biraz değiştirir. Piyasada Hande Yener’in yerini almaya aday kimse yok şu anda. Yani acele etmesine hiç gerek yok. En popüler müzik insanlarını birkaç ay için rezerve ederek, hayranların hayal dünyasında gezinen yorumlarıyla beslenerek yaptığı hiçbir albüm uzun ve kaliteli üretim sürecinden çıkmış bir çalışmanın yerini tutmayacak. Rutini böyle devam ettikçe de bu gerçekler Yener’e, çıkan şarkılar da bize sopa sopa vurmaya devam edecek maalesef.
Not: 2 / 5
Editor saçmalamış. Bu sitenin incelemelerinden anlaşılıyor ki millet gidiyor mersine, bunlar gidiyor tersine. Hiçbir inandırıcılığınız kalmadı.. Zevk var mı sizde?
zaman ayırıp yorumlarınızı “bunu kimsenin okuması bir fayda sağlar mı” diye sorgulayıp yazarsanız seviniriz. biz yazılarımızı o amaçla yayınlıyoruz. elbette katılmak zorunda değilsiniz. sevgiler.
%100 katılmamak mümkün değil…
sopa gürültüden başka birşey değil…
bodrum aman aman tüyleri diken diken ediyor…
belki kal kal var arada iyi…
o da arada kaybolup gidecek gibi…
yazık handeye,bu seferki düşüşün toparlaması zor olacak
harika bir eleştiri yazısı! ne eksik ne fazla.. tamamen formülize çabaların ürünü olmuş böylesi vasat bir albümü, yere göğe sığdıramayan bunca halüsinatif hayran güzellemesi arasında, bu denli açık yürekli ve samimi bir eleştiriye / dinleyici kulağına rastlamak, gerçekten çok güzel. tebrikler editör! tebrikler gerçek pop!
super tesbitler bu album için benin gibi düşünen birilerinin olmasına sevindim pohpohlanılacak bir albüm değil. Nasıl delirdim bile bunun yanında mükemmel kalıyor.takipteyim 🙂
Başka bir sitede “Hande’yi yerlere vurmuşlar” diye duyup da hışımla geldim. Albümü genel olarak dinlenebilir bulmuştum piyasadaki diğer pop örneklerine göre. Ancak eleştiriye katılmadan edemeyeceğim. Apayrı’daki şarkılar daha ayrıksıydı. Bu albümse herkes kolayca sindirsin diye yapılmış. Hele Hande Yener’in “yakında single geliyor” diyerek bir-iki ay sonrasını işaret etmesinin peşi sıra koca bir albüme kavuşmamızın şokunu hala atlatabilmiş değilim. Birileri eleştirmedikçe HY vasatın etrafında seyretmeye devam edecek gibi. O yüzden haksız bulmuyorum yazıyı.
SAÇMALIK
türk popuna fazla bile olan albümdür. kal kal, bi gideni mi var, kalpsiz, böyle olacak gibi gayet ‘hande yener şarkılar’ vardır ve ticari sebeplerle yapılan bi albüm olmasından dolayı formülize edilmiş şarkılar olması gayet mantıklıdır. ki bu şarkılar; bodrum, yasak aşk çöp neden ayrıldık, sopa, türk dinleyicisinin son 3 yıldır aradığı günlük tüketim pop şarkılarıdır. diğerlerine göre niye Hande’yi tercih etsin bu insanlar? çünkü her türk dinleyicisinde bi Hnade Yener sesine takıntı vardır.=))
Kısacası bu eleştirileri haklı/haksız dan ziyade bildiğin çamur atma olarak değerlendiriyorum. benim albüme puanımsa 7/10
p.s.: bu albümü basit ya da kalitesiz olarak değerlendirenlerin 23 nisan da demet akalın la gani gani belalarını bulacağına inanıyorum. şaka tabi…=))
albümün tamamını 4-5 kere dinledikten sonra şunu söyleyebilirim ki albümü genel olarak beğendim. ama eleştirileye katılmadan da edemeyeceğim. bu albümda diğer albümlerden tıpatıp araklanan şarkılar yok değil. “neden ayrıldık” ve “bir iz gerek” i ard arda dinleyince bu benzerlik çok bariz belli oluyor. ayrıca “bodrum” “kırmızı” nın kötü bir kopyası olmuş. ve şarkılardaki “çok” “yok” “zor” kelimeleri kulak tırmalayıcı. albümü beğenmiş olsam da “apayrı”nın yakınından geçemez malesef !! =(
biraz fazla sert olmuş sanki ama haklı yanları da yok değil. özellikle yazarın sözlerin manasızlığı ve albümlerin tek bir isme emanet edilmesi konusundaki eleştirilerine katılmamak elde değil. ancak hande’nin düşüşte olduğuna katılmıyorum. nasıl delirdim sonrası bir düşüş söz konusu evet ancak hayrola ve bu albüm hiç de fena değil. tek sorun yukarıda da dendiği gibi, hande’nin her yaz bir albüm çıkarma ısrarı. kendisini biraz nadasa bıraksa keşke. ancak bunun da prodüktörlerle yaşanan sorunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. albüme gelirsek; sopa, yasak aşk, bodrum, iyi ya da kötü, birer hit. son iki albümden sadece hayrola’nın hit olabildiğini de göz önünde bulundurursak, hande’nin iyiye gittiği aşikar. benim hala umudum var yeni bir apayrı ya da nasıl delirdim benzeri albüm için. hande o yolda. son olarak da şunu söylemek istiyorum. bu sitede diğer sanatçılarla ilgili haberlere neredeyse yorum bile yapılmazken bu yazının altında bu kadar yorum olması da hande’nin kişisel başarısı bence. iyi veya kötü kadın konuşuluyor.
konuşulduğuna kesinlikle katılıyorum ve bu duruma seviniyorum da. kimsenin gözden düşmesine, unutulmasına sevinecek veya çalışacak değiliz. sadece site olarak güzel müziği öne çıkarmaya, güzel müziğin önüne çıkanları ise ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. yorumlarınız için, okuduğunuz için çok teşekkür ederiz. lütfen satırlarımızı kendimiz dahil kimsenin menfaati için kullanmadığımıza güvenin.
boş boş yazmışsınız işte handenin battığı falan yok albüm bilboarlarda ilk ikide satılmasın diye bu çapa anlamıyoruz sanki ama başaramıcaksınız bunu bilin sizin gibi insanlar hiç bir şekilde handeyi yıkamaz 20 sene sonra gene hande hande olucak bundan hiç şüpem yok albümdeki slowlar hepsi mükemmel çatlayında patlayın albüm satıyor klipte çıktı
Müzikten anlayanlar yorum yaparlarsa sevinirim… Tamamen saçmalık şu yazılar.
bu eleştiri gayet açık, sebep sonuç ilişkileri kullanarak yazılmış, neredeyse hiç kişisel fikir içermeyen bir yazıdır. “saçmalık” diyerek kestirip attığınız yorumlarınızı yayınlamayı uygun görüyoruz çünkü iki farklı yazım tarzının arasındaki uçurum daha iyi belli oluyor. okuduğunuz için teşekkürler.
editöre katılıyorum, haklı olduğu konular var. Sinan Akçıl yanlış seçimdi. Kendisinin aşırı kafiye kaygısı var. Albüm aceleye gelmiş ama kötü olduğu anlamına gelmiyor.
kesinlikle hande’nin en iyi albümü değil ve ‘apayrı’nın yanından dahi geçemez. bu konularda editöre katılıyorum. ama piyasadaki albümlere ve ses/yorum’a bakıldığında gayet ortalamanın üstünde bir albüm. (kesinlikle bence 5 üzerinde 2’yi haketmiyor, en az bir 3’tür bende değeri) bi gideni mi var ve boşa ağlayan kız oldukça çakma’dan uzak ve modern soundlu catchy şarkılar.
günün sonunda benim fikrim hande’de bu ses olduktan sonra ne yapsa dinlenir. biraz albümler arası ara verip doğru parça ve düzenlemelerle karşımıza çıkarsa da tadından yenmez…
Aynen katılıyorum editörün yazılanların tamamına.
Yalnız bu kadın ısrarla bu şarkılarıyla ve albümüyle kendisi mutluyken dinleyicilerin ve medyanın bu kadını bu kadar önemsemesini anlamıyorum. Böyle basit şarkılarla kendisi mutlu oluyorsa bizim dinleyecek birçok müzisyenimiz, albümümüz ve şarkımız var; onları dinleriz, nedir yani türk polüler müziği oldukça geniş, hem sağlam isimleri de içeriyor 😉
Sacmalik!
Kesinlikle katılıyorum. Hande Yener’i eskiden severek dinlerdim ama artık söz ve müzikleri fazla tekrarlanmış/anlamsız/yorucu geliyor..Birkaç yıldır dinleyemiyorum.
bir sanatçının yeni albümlerinin eskisi ile karşılaştırılıp eleştirilmesi çok doğal. hande’ye neler oluyor albümü belki eski albümlerin tadını vermiyor olabilir (ki bence veriyor) ancak genel olarak Türkiye’de en çok dinlenen şarkıcının İsmail YK olduğu baz alınırsa, Hande’nin yaptığı şarkıların Türkiye pop müzik piyasasının ve genel averajın üzerinde olduğu inkar edilemez bir gerçek. Bunu yeni çıkan şarkılara ve abuk sabuk şarkılar üretip artık tahammül bile edilemeyen eski şarkıcıların ürettikleri albümlere bakarak çok rahat anlayabilirsiniz. Bu bağlamda Hande Yener’in yeri gerçekten çok farklı, bunu anlamak gerekir, inkar etmemek gerekir.
kesinlikle Biraz Özgürlük’teki başarısına ve kalitesine bir daha ulaşamayacak..çok acele ettiğini ve Kemal Doğulu’dan sonra düşüşe geçtiğini düşünüyorum. ve yazılanlara katılıyorum.eleştiri sadece poh poh olamaz ayna zamanda yapılan işe ayna da tutmalı.
demet akalın zirver’ye 5 üzerinden 2.5 verebilmişken [ki kendisi dünyanın en kötü şarkıcılarından biri hande’ye 2 vermek de ne demek? bir de sitenizin adı gerçek pop… 100 fırın ekmek mi 1000 fırın ekmek mi?
sadece “bi gideni mi var” bile iyi bir albüm sayilmasi icin yeterli
Kım ne derse album her zaman kı gıbı harıka !!!
valla bn albümlere 1 yıl 2 yıl ara verilmesinin taraftarı deilim o 1 yıl içinde ne yaptı demet serdar tarkan vb. sadece tan geldi yattı düzenlemelri çalışacapı besteleri hep son aylara bıraktılar o yüzden hande yi bu konuda takdir ediyorum yaptığınız yorumlarda saçmalık aylin arkadaşınddği gibi ismail yk nın dinlendiği bir ülkedeyiz bu albüm yeterde artar bile
Yazar cok tesekkurler…
Selamlar Ebru
Albüm yılın en iyisi. Bodrum, çöp, uzaylı klipleri 1 numara oldular listelerde. Sopa ve yasak aşk şarkıları da radyo listelerinde bir numaraya tırmandı. Ayrıca bir gideni mi var? klipsiz olduğu halde ilk 5-10 aralıklarında… İlk ödülünü aldı zaten bodrum, istanbulfm’den eminim çok daha fazlası gelecek.. Albüm çok temiz bi kere, müzik kulağa hiç batmıyor, yorum ve okuma şekli ise kusursuz. Kesinlikle kirlilikten uzak. 4 ayda kusursuz bir çalışma hazırlanmış, her kesime hitap edecek pop şarkıları mevcut. Çöp başka bir tat, sopa başka, böyle olacak başka, bodrum ise apayrı … Kısacası 2010 yılında iyiki bu albüm geldi ve Hande pop kraliçesi tahtını geri almaya başladı. Sıradaki albümde çok daha fazlası olacağına eminim. Zaten albümün başarısı bu yıl içinde verdiği konserlerden belli değil mi? Ayda ortalam 5-15 arasında değişen konser verdi Hande…
5 üzerinde 2 mi? saçmalamış demet akalına bile 2.5 veriosun admin objektif yazsa daha iyi olur
ben onu hep zirvede gördüm demet zirve çıkardı diye zirvede konser veriyor ama hep çocuksu şarkılarr hep
okan zirve çıkalı 1 yıl oldu şarkılar hala dillerde olacak olacak, tecrübe, çanta, evli mutlu çocuklu, bozuyorum yeminimi bence konuşmaya gerek yok. Bi de klip çekilmeyenleri dinleyin de kaliteyi görün. Demet, Zirveyle zirvesini yaşadı. handenin bu albümünde ise 2 şarkı dışında (bodrum ve çöp) doğru dürüst şarkı yok.
ve Demet Akalın Zirve albümüyle 4.5/5 haketmiştir. 2/5 ise hno için yeterli.
murat sen çok konuşma istersen demet akalın’ınyaptığı albümleri kimse yapamaz saçma saçma konuşuyosun sen sadece hande’yi seviyorsun diye savunuyosun ben de seviyodum ama 2007 yılına kadar ondan sonra nasıl delirdimle nasıl delirdiğini gösterdi neyse bu sana yeter.Çok konuşma !
Albüm kesinlikle kötü değil ama bir ”Apayrı” , ”Hande Maxi” ya da ”Nasıl Delirdim” hiç değil… Bir kere albümün bu kadar yadırganmasının en büyük sebebi Hande’nin müzikalitesinin önlenemez düşüşü… ”Apayrı” gibi bir albüm yapıpta bodrum gibi yasak aşk gibi saçma şarkılar yayınlayan biri tüm bu eleştirilerede razı olmuş demektir. Ama albümde 3 şarkı var ki; işte o şarkılar kesinlikle albümü piyasa bi iş olmaktan kurtarıyo. Bi gideni mi var, böyle olacak ve boşa ağlayan kız gerçekten çok iyi şarkılar(Sözler çok amatör ama beste ve aranje kurtarıyo)… Bu yüzden albüm en 5/3,5’i hak ediyo, hele ki Türk Pop standartları düşünülünce…